“Neden yaşadığını bilen kişi her durumda hemen her şeye katlanabilir” Nietzsche.
Varoluşsal kaygılar, isminden de anlaşılabileceği gibi yaşam ve ölüm arasında sıkışıp kalan, insanoğlunun baş etmeye uğraştığı problemleridir. Bu problemler hayatın her döneminde, her insanın farklı ya da benzer şekillerde baş etmek zorunda kaldıkları sorunlarıdır. Varoluşçu psikoterapi de bireyin var olmasından kaynaklı endişe ve problemlerine odaklanan dinamik bir terapi yaklaşımıdır. Aşağıda yer alan temel kavramların gelişimine odaklanır bu terapi modeli.
1. Kişisel farkındalık kapasitesine sahip olduğumuzda kendimizi ifade edebilir ve tercihler yapabiliriz. Ne kadar çok kendimizin farkına varırsak, o kadar çok özgürlük kazanma olanağı buluruz.
2. Kendi seçenekleri arasından uygun olanı seçme özgürlüğüne sahip olma… Yaşam tarzımız ve geldiğimiz konum, seçimlerimizin bir sonucudur. Yaşamımızdan, eylemlerimizden ve eyleme geçmekteki başarısızlıklarımızdan kendimiz sorumluyuz.
3. Anlamlılık duygusuna sahip olmak ve yaşamda bir amaç edinmek için mücadele vermek. Varoluşçu terapi, yaşamlarının anlamını sorgulamaları için danışanlara yardımcı olacak bir kavramsal kapsam sunmaktadır.
4. Yaşamın anlamını bulma çabası. Yaşamak için bir «neden»i olan kişi hemen her «nasıl»a dayanır. (Nietzsche)
5. Ölüme ilişkin farkındalığımız yaşamın ve yaratıcılığın esin kaynağıdır.
6. Ancak ölümlü olduğumuzun farkındaysak, projelerimizi tamamlamak için sonsuz zamanımız olmadığını ve geçen her dakikanın çok önemli olduğunu biliriz.
Kaynak: Doç. Dr. İlhan YALÇIN Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi
İletişime Geçin